BiZim SoKaK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
BiZim SoKaK

Bizim Sokak FoRumLaRı
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 EY NEFSİM....

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
KONUSAROCK
Admin
Admin
KONUSAROCK


Mesaj Sayısı : 394
Yaş : 31
Kayıt tarihi : 19/08/07

EY NEFSİM.... Empty
MesajKonu: EY NEFSİM....   EY NEFSİM.... Icon_minitimeSalı Ağus. 21, 2007 10:39 am

Yıllardır beni uyuttun. Hep yarına bıraka bıraka koca bir ömür heder oldu.
Gecelerim teheccütsüz heyecansız gündüzlerim semeresiz başarısız geçti.
Acaba yarın yarın diye uyuttuğun yarınlarımı, meçhul bir yarında nasıl
doldurabileceksin?

Bana sunulan saat altınlarını değerlendiremedin. Hepsini badi
heva zayı ettin. Kimbilir, içinde ne hediyeler saklayan günlerin ve
ayların zarfını açamama bile müsaade etmedin. Hepsi boşa gitti.
İçlerinde neler sakladığını anlayamadan.

Söyler misin; ALLAH (c.c.) aşkına, senin yaşayan bir cenazeden ne farkın var?

İnsan süresini ağlaya ağlaya okudun. Amma o muhteşem sarayın kapılarını
bir türlü aralayamadın. Kendini, kendi çevreni tanıdığın kadar tanıyamadın.
Kendi içinde kendine yabancı kaldın. Kendi kendine hapisane yaptın.

Fetih süresini okudun, bırak dışarıyı, içinde bir tek fetih bile yapamadın.
Konuşma, yemek, uyku esaretinden kurtulamadın. İradeni feth edemedin.
Namazla cenneti takas etmeyi çalıştın, ayetleri bir teyp gibi ezberledin
amma uyguladıkların hep adetlerin oldu.
Peygamberimizin saçlarını ağartan Hud süresiyle karanlık gecelerin bir türlü
aydınlatamadın. Gayreti hep birilerinden bekledin. Senin de birileri olduğunu
hep unuttun.

Bir fikir uğruna hayatı hakir gören peygamberlerin hayatını, uzun kış
gecelerinde kıssa niyetiyle okudun. Fakat hayatındaki kışları, bir türlü
baharlara çeviremedin. Çünkü onları anlayamadın.

Anlayamadın ...

Bir gergef gibi ömrünün her anın çile yumağıyla dokuyan Hz. Muhammed
(S.A.V) “Ümmetim” derken sen nefsim dedin. O davam derken sen hevam
dedin. O davasını yüceltirken sen hevanda cüceleştin. Onun çağları
peşinden sürükleyen davasından ne yazık ki kala kala sarığı, sakalı, tesbihi,
umresi, namazı kaldı. Ne yazık ki; onları da bir türlü anlayamadın.

Kokularla süslediğin sakalın ruhunu, ruhunla mecz edemedin. Dolayısıyla
sakallı çocuk olmaktan kurtulamadın!

Başındaki sarık beyaz kefenin iken, yastığının altındaki ölümü çok
uzaklarda zannettin. Dünyanın oyuncaklarıyla evcilik oynarken,
dünyanın elinde, oyuncaklaştığının farkında bile olamadın.

Bir adet halinde getirdiğin beş vakit namazın aynı safta omuz omuza
namaz kıldığın kardeşini gıybet etmekten seni kurtaramadı.
Kalbine gözüne kulaklarına el ve ayaklarına tutturamadığın
oruçların sadece midene münhasır kaldı. Oruç tuttuğunu zannettin
amma, aç kaldığını anlayamadın.

Başına taç ettiğin başörtüsü sadece başını örtebildi. Başının
altındakiler ne yazık ki başörtüsünden nasibini alamadı.
Çünkü başörtüsünü takva örtüsüyle birlikte örtmedin. Gözlerin,
kalbin ve duyguların çıplak kaldı. Kendini fark ettirebilmek için aynanın
karşısında çeşit çeşit kılıklara girdin. Yapmacık gülüşlerle, hırsızlama
bakışlarla başkalarının duygularını çalmaktan utanmadın. Ruhunun
çığlıklarına bedel sen gülüyordun. Düştüğünü ve düşürdüklerini
anlayamadın.
Burnunun dibindeki farzları görmezden gelip, sünnet diye diye defalarca
umreye gittin. Kabe’yi tavaf ettin. Yeryüzündeki iki milyar Müslüman’ın
sadece kemmiyet olduğunu, bir keyfiyet olmadığını hiç düşündün mü?
Düşündün mü binlerce birilerimiz varken nasıl ayrı kaldığımızı nasıl parçalandığımızı.

Aynı camii de birlikte namaz kıldığın kardeşinin fakr-u zaruretini görmezden
geldin. Onu ihtiyaçları pençesinde kıvranırken, zevkle seyrettin. O kuşların
dondurucu soğuklarını kemiklerinde ısıtırken, sen buğulu camların arkasında
tesbih çekiyordun. Dünya cennet kevserlerine denk bir lezzeti, kardeşinin
acılarını dindirme lezzetini tadamadın. O lezzeti falan duayı şu kadar
okuyarak alacağını zannettin. Aldandın. Elindeki elmasları birkaç
şekerlemeye değişen ahmak çocukları gibi aldandın.

Hani hepimiz mümindik, hani birimizin ızdırabı hepimizin ızdırabıydı.
Hani şarkta bir müminin ayağına diken batsa, garptaki mümin rahatsız
olacaktı. Hani bir mümin öldüğü zaman, sema ve arz onun ölümüne gözyaşı
dökerdi. Hani mümin yeryüzünün zinetiydi. Hani müminler bir vücudun
azaları gibiydi. Hani göz ağrısa, bütün vücud o acıyı içinde hissedecekti.

Hani Hz. Ebubekir’in teslimiyeti? Hani Hz. Ömer’in destanlaşan adaleti?
Hani Hz.Osman’ın dillerden düşmeyen hayası? Hani Abdurrahman gibi
zenginler? Hani Ebuzer gibi fakirler hani Ensar Muhacır gibi kardeşlikte
yarışanlar nerede, nerede hani? Anlayamadın. Ne yazık ki bunları
anlayamadın!

Anla artık!... Ne olur anla!
Anla ki, cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil!
Anla ki; cennete giden yol asfaltla döşenmemiş!
Anla ki; bedelini ödemediğin hiçbir şeye sahip olamazsın!
Anla ki; dünyayı bize bizler zindan ediyoruz.. ihmallerimiz, enaniyetimiz, samimiyetsizliğimiz ......
Anla ki; Eyüp gibi sabır erbaini doldurmadan, Yusuf gibi kuyu diplerinde
yıllarca çile çekmeden, Yakuplar gibi gözlerini hasrete kurban
etmeden ,olmaz!

Anla ki; İsmail’ler gibi bıçak altına yatmadan, İbrahimler gibi YA ALLAH (c.c.)
deyip kendine ateşlere atmadan olmaz. Sefine-i Nuh gibi tufanları
yara yara hedeflere gitmeden olmaz!

Ve Anla ki; bir ömür boyu gözyaşlarını ceyhun edip alın teriyle mecz
ederek ümmeti için an be an, dem be dem, çile çeken Hz. MUHAMMED
(s.a.v.) gibi çekmeden olmaz!

Ve şunu çok iyi anla ki; başkalarının hayata Aşık olduğu kadar
Ölüme Aşık olmadan Olmaz!!!!!!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bizimsokak.yetkinforum.com
 
EY NEFSİM....
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BiZim SoKaK :: ×º°”˜`”°º×Genel Kategori׺°”˜`”°º× :: Dini Konular-
Buraya geçin: